Organik Gıda ve Hormonlu Gıda Farkları

organik gıda

Son yirmi yıl içerisinde organik gıdalara olan talep, popülaritesini zirveye taşımayı başardı. Bu da, organik gıda ve hormonlu gıdalar arasındaki farklar nelerdir sorusunu gündeme taşıdı.

Hatta, 2014 yılında ABD sınırları içerisinde yaşayan tüketiciler organik gıdaya 39,1 milyon dolar harcama yapmıştır.

Satışlarda 2014 ve 2015 yılları arasında %11 gibi bir orandan fazla artış olduğu için popülerlik konusunda herhangi bir düşüş yaşamadığı da görülmektedir.

Çoğu insan organik gıdaların normal gıdalardan daha güvenli, daha sağlıklı ve daha lezzetli olduğunu düşünüyor (1).

Bazıları ise organik gıda tüketiminin çevre ve hayvanların iyiliği için daha iyi olduğunu öne sürmekteler.

Bu makale, besin içeriği ve insan sağlığı üzerindeki etkileri de dahil olmak üzere organik gıda ve hormonlu gıda arasındaki farklar nelerdir sorusuna ışık tutmaktadır.

Organik Gıda Nedir?

”Organik” terimi, belirli gıdaların üretim sürecinin nasıl olduğunu ifade eder.

Organik gıdalar yapay kimyasallar, hormonlar, antibiyotikler veya genetiği değiştirilmiş organizmalar kullanılmadan yetiştirilmiş veya işlenmiş gıdalardır.

Bir gıda ürününün organik olarak etiketlenebilmesi için herhangi bir yapay gıda katkı maddesi içermemesi gerekmektedir.

Bu katkı maddeleri grubuna yapay tatlandırıcılar, koruyucular, renklendiriciler, lezzet değiştiriciler ve monosodyum glutamat (MSG, çin yemeklerine koyulan ve lezzetlerin belirginleşmesine yarayan beyaz toz) da dahildir.

Organik olarak yetiştirilen bitkilerin büyüme süreçlerini daha iyi hale getirebilmek adına çiftlik gübresi gibi doğal gübrelerin kullanımı tercih edilmektedir. Organik olarak yetiştirilen hayvanlara ise hormon ilaçları yahut antibiyotik verilmez.

Organik tarım, toprak kalitesini ve yeraltı suyunun korunmasını iyileştirme eğilimindedir. Aynı zamanda kirliliği azaltırken çevre için daha iyi bir gelecek yaratabilir.

En çok ve sık satın alınan, tercih edilen organik gıdalar meyveler, sebzeler, tahıllar, süt ve şarküteri (et) ürünleridir. Günümüzde organik ürünler kategorisine gazlı içecekler, kurabiyeler ve kahvaltılık gevrekler gibi birçok işlenmiş gıda da eklenmiştir.

ÖZET

Organik gıdalar, tarım uygulaması süreçlerinde yalnızca doğal maddeler kullanılarak üretilir. Bu, tüm yapay kimyasallardan, hormonlardan, antibiyotiklerden yahut genetiği değiştirilmiş organizmaların(GDO) kullanımından kaçınmak anlamına gelmektedir.

Organik Gıdalar Daha Besleyici Olabilir mi?

Organik ve hormonlu gıdaların besin içeriğini karşılaştıran çalışmalar beklenenden daha karmaşık sonuçlara ulaşmıştır.

Büyük ihtimalle bunun sebebi olarak da gıda işleme ve üretimindeki doğal çeşitliliğin çok olması durumudur.

Ancak yapılan araştırmalardan edinilen sonuçlardan yola çıkıldığı zaman organik olarak yetiştirilen gıdaların daha besleyici olabileceği sonucu kabul edilmektedir.

Organik Olarak Yetiştirilen Mahsuller Daha Fazla Antioksidan ve Vitamine Sahip

Çeşitli araştırmalar sonucunda, organik gıdaların genelinde daha yüksek düzeyde antioksidanlar, C vitamini, çinko ve demir gibi belli başlı mikro besinlerin bulunduğu sonucuna varılmıştır (2, 3, 4, 5,)

Hatta, organik gıdaların antioksidan seviyeleri normalden %69 oranında daha yüksek olarak da saptanabilir (6).

Ayrıca yapılan bir araştırmada organik olarak yetiştirilen böğürtlen ve mısırın hormonlu ürünlerin yetiştirilmesine nazaran %58 daha fazla antioksidan ve %52’ye kadar daha yüksek miktarda C vitamini içerdiği kanıtlanmıştır.

Dahası, yapılan araştırmalardan bir tanesi normal meyve, sebze ve tahılların organik versiyonlarıyla değiştirilmesinin beslenmede ekstra antioksidanlar sağlanabileceği sonucunu ortaya çıkardı. Normal gıdalar göz önünde bulundurulduğu zaman, antioksidan alımının yüksek oluşu günde 1-2 porsiyon fazladan meyve ve sebze yemeye eşdeğer olduğu söylenebilmektedir.

Organik bitkiler olası bir tehdide karşı korunmak için böcek ilacı spreylerine ihtiyaç duymazlar. Bunun yerine, kendi üretimleri olan ve korunma ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini sağlayan koruyucu bileşiklerinden, yani antioksidanlardan daha fazlasını üretmeyi tercih ederler.

Bu da bitkilerin antioksidan seviyelerini daha yüksek olması durumunu kısmen açıklayabilmektedir.

Nitrat Miktarları Daha Düşük

Organik olarak yetiştirilen mahsullerin nitrat seviyelerinin normale göre daha düşük olduğu görülmüştür. Yapılan araştırmalar organik ürünlerde nitrat düzeylerinin %30 daha düşük olduğunu göstermiştir (7).

Nitrat seviyelerinin yüksek olması, bazı belirli kanser türlerine yakalanma riskinin artmasını tetiklemektedir (8).

Ayrıca, methemoglobinemi hastalığı, çoğunlukla küçük çocuklarda görülen ve vücudun oksijen taşıma yetisini etkileyen bir rahatsızlık ile de bağlantılıdırlar.

Bunların ışığında, birçok insan hala nitratların zararlı etkilerinin abartıldığını düşünmekte. Sebze tüketiminin faydaları, olası herhangi bir olumsuz etkiden daha ağır basmaktadır.

Organik Ürünlerin Yağ Asidi Profilleri Daha İyi

Organik süt ve süt ürünleri, daha fazla omega-3 yağ asidi ve bir miktar daha fazla demir, E vitamini ve bazı karotenoidler içerebilir (9).

Bunlara ek olarak, sağlık için gerekli olan iki mineral, selenyum ve iyot miktarları organik sütlerde hormonlu sütlere oranla daha az olabilir (10).

Yapılan 67 çalışmanın sonuçları gözden geçirildiğinde, organik etin geleneksel etten daha yüksek miktarda omega-3 yağ asidi ve daha az miktarda doymuş yağ içerdiği sonucu bulunmuştur.

Alınması gereken miktardan daha yüksek omega-3 yağ asidi alımı, kalp hastalığı riskinin azalması da dahil olmak üzere birçok sağlık yararı ile ilişkilendirilmiştir.

Araştırmalar Karışık Sonuçlar Veriyor

Çalışmaların birkaçında organik gıdaların daha fazla besin içerdiği sonucuna varılırken, bazılarında organik gıda yerine hormonlu gıda tüketmenin zararlı olduğu yönünde kanıtlarının yetersiz kaldığı sonucu kabul edilmiştir (11).

Yaklaşık 4,000 yetişkinin baz alınarak yapılan bir çalışma, bireylerin organik veya geleneksel sebze tüketimi ve besin alımları karşılaştırılmıştır, sonuç olarak ise çelişkili sonuçlar elde edilmiştir.

Organik grupta bazı besinlerin alımının normalden biraz daha fazla olması durumunun gözlemi, büyük bir olasılıkla genel sebze tüketiminin normale oran ile daha yüksek olmasından kaynaklanmaktadır (12).

Yapılan 55 çalışmanın sonuçları gözden geçirildiğinde, organik ürünlerin, normal mahsullere kıyaslandığında, nitrat seviyelerinin daha düşük olması dışında, besin içeriğinde herhangi bir farklılık bulunamadığı gözlemlenmiştir (13).

Yapılan 233 çalışmanın sonuçlarının incelemesi, organik gıdaların normal gıdalardan daha besleyici olduğunu savunabilecek kadar güçlü kanıt bulunamadığı gerçeğini ortaya çıkarmıştır

Yine de, bu araştıma çalışmalarının sonuçlarında oldukça büyük farklılıklar ile karşılaştığımızı hatırlamak önemli bir noktadır.

Bunun sebebi, gıdanın besin içeriğinin toprak kalitesi, hava koşulları ve mahsullerin hasat zamanı gibi birçok faktöre bağlı olmasıdır.

Et ve süt ürünleri, hayvan genetiği ve hayvanlar arası cins farklılıklardan, hayvanların yediklerinden, mevsimsel değişikliklerden ve çiftlik türünden etkilenebilir.

Gıdaların üretimi ve işlenmesi süreçlerindeki doğal farklılıklar, yapılabilecek karşılaştırmaları zorlaştırır. Bu yüzden, bu çalışmaların sonuçları büyük bir dikkat ile yorumlanmalı ve tercüme edilmelidir.

ÖZET:

Organik olarak yetiştirilen ürünlerde nitrat miktarı olması gerekenden daha az ve bazı vitamin, mineral ve antioksidanlara daha fazla sahip olabilir. Organik et ve süt ürünleri daha fazla omega-3 yağ asidi içerebilir. Ancak yapılan araştırmalara göre çıkan sonuçlar biraz karışık.

Daha Az Kimyasal ve Daha Dayanıklı Bakteriler

Birçok insan organik gıda satın almayı yapay kimyasallar kullanmaya tercih etmektedir.

Yapılan araştırmaların bulguları, bu gıdaların tüketimlerinin pestisit atıklarına ve antibiyotiğe dirençli bakterilere maruz kalma riskini azaltabileceğini göstermektedir.

Bir çalışa, organik ürünlerin normal ürünlere oranla son derece toksik bir metal olan kadmiyum(Cd) seviyelerinin %48 daha düşük olduğu sonucuna varmıştır. Ayrıca, pestisit atıklarının hormonlu ve organik olmayan ürünlerde bulunma olasılığının dört kat daha fazla olduğu da kanıtlanmıştır.

Alışılmış ve geleneksel şekilde yetiştirilen ürünlerdeki yüksek kadmiyum ve pestisit atıkları miktarları, hala olması gereken emniyet sınırın oldukça altında olduğunu da belirtmek gerekmektedir.

Fakat bazı uzmanlar, kadmiyumun zamanla vücutta birikerek vücuda potansiyel bir zarar verebilmesi durumuna işaret ediyor. Yiyecekleri yıkamak, ovalamak, soymak ve pişirmek gibi eylemler bu kimyasalları azaltabilir, ancak bunları tamamen ortadan kaldırmaz.

Yine de, araştırmalarda edinilen bulgular, kişinin gıda yolu ile pestisit artıklarına maruz kalma riskinin küçük olduğunu ve zarar verme olasılığının oldukça düşük olduğunu göstermektedir.

Organik tarım yapılan hayvanlarda antibiyotik kullanımı olmadığından, alınan ürünler genellikle daha düşük seviyeli antibiyotiğe dirençli bakteriler içerir.

ÖZET

Organik gıda tüketimini tercih etmek sizin toksinlere, pestisit artıklarına ve antibiyotiğe dirençli bakterilere maruz kalma riskinizi azaltabilir. Ancak genellikle normal ürünlerdeki toksin seviyeleri emniyet sınırlarının oldukça altındadır.

Organik Gıdalar Sağlığa Faydalı mı?

Organik gıdaların sağlığa faydalı olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır.

Örneğin, birkaç laboratuvar araştırmalarında, antioksidan miktarının daha yüksek olduğundan hücrelerin hasardan korunmasına yardımcı olduğu bulunmuştur. Ayrıca hayvanlarla ilgili yapılan çalışmalar ve araştırmalar da organik beslenmenin büyüme, üreme ve bağışıklık sistemine fayda sağlayabileceğini göstermektedir.

Hatta yapılan bir araştırmada, organik şekilde beslenen tavukların kilo alımının azaldığı ve daha güçlü bağışıklık sistemlerine sahip olduğunu görülmüştür..

İnsanlar üzerinde yapılan gözlemsel araştırmalar, organik gıda tüketiminin çocuklar ve bebeklerde alerji ve egzama olma risklerini düşürdüğü de gözlemlenmiştir.

623,080 kadın aday üzerinde yapılan büyük bir gözlemsel araştırmada, organik gıda tüketimi sıfır olanlar ile düzenli olarak tüketenler arasında kansere yakalanma riskinde herhangi bir fark bulunmadı.

Bir diğer araştırmada ise organik şekilde beslenen erkeklerde antioksidan seviyelerinin daha yüksek olduğu bulundu. Ancak bu araştırma oldukça küçüktü ve randomize edilmiş değildi.

16 kişi ile yapılan bir deneyde adaylar iki 3 haftalık dönem boyunca organik veya geleneksel bir beslenme uyguladığında, organik beslenmede olanların idrarlarındaki antioksidan miktarı belirli bir ölçüde daha yüksek çıkmıştır. Yine de bu araştırmanın da sonuçlarını elde etme sürecinde bazı farklılıklara neden olabilecek sınırlamaları bulunmaktadır.

Ne yazık ki, insan sağlığına organik gıdaların mı yoksa geleneksel gıdaların mı daha iyi geldiği ve daha faydalı olduğu kanısını doğrulamak için yeterli güçlü kanıt elde edilememiştir.

Kesin bir sonuca ulaşabilmek için daha kaliteli ve iddialı araştırmalar yapılması gerekmektedir.

ÖZET

Organik gıda tüketiminin, normal gıda tüketimine nazaran sağlık açısından daha faydalı olduğunu kesin bir şekilde kanıtlamak için yeterli ve güçlü kanıt bulunmamaktadır.

Organik Abur Cuburlar da Zararlı mıdır?

Bir ürünün ”organik” olarak etiketlenmesi, tamamen sağlıklı olduğu anlamına gelmemektedir.

Organik ürünlerin bazıları kalori, şeker, tuz ve ilave yağlar bakımından yüksek işlenmiş gıdalar olarak da sınıflandırılabilir.

Örneğin, organik kurabiyeler, cipsler, gazlı içecekler ve dondurmalar gibi bir çok ürün süpermarketlerden satın alınabilir.

Bu ürünler organik olmalarına rağmen hala sağlığa zararlıdır. Eğer kilo vermeye yahut sağlıklı beslenmeye çalışıyorsanız, bu yiyeceklerin tüketimi ile farkında bile olmadan kendinize zarar veriyor olabilirsiniz.

Genelde organik ürün etiketlerinde, ürünün içindekiler için ”doğal” malzemeler kullanıldığı yazılır. Örneğin, sade şeker yerine ham şeker kamışı kullanılması gibi. Ancak yine de şeker şekerdir.

Nüfusun çoğunluğu olması gerekenin çokça üzerinde şeker tüketimi yapmaktadır. Organik şeker tüketiminin aşırı yapılmasının sağlıklı olduğunu düşünmek de tamamen yanlıştır.

Basitçe anlatacak olursak, organik abur cubur tüketmeyi tercih ettiğinizde, yalnızca normal herhangi bir abur cuburun biraz daha kaliteli versiyonunu seçiyorsunuz.

Ayni zamanda, yasalar gereği bu gıdalarda yapay katkı maddelerinin kullanımını genel olarak yasaklandığından, organik ürün satın almayı tercih etmek, geleneksel gıdalara sıkça eklenen birçok kimyasaldan kaçınmanın iyi bir yoludur.

ÖZET

İşlenmiş organik gıdalar besin değeri açısından düşükken, ilave yağ, şeker ve kalori bakımından yüksek olabilir. Organik de olsa aburcubur abur cuburdur.

Sonuç

Araştırmalardan edinilen bulgular karışık olsa da, organik gıdaların hormonlu gıdalara göre daha fazla antioksidan ve besin içerebildiği bulunmuştur.

Organik gıda tüketimi, yapay kimyasallar, hormonlar ve antibiyotiğe dirençli bakterilere maruz kalma riskinizi de azaltabilir.

Ancak, organik ürünler genellikle daha pahalıdır ve bozulması süreçleri normal ürünlere oranla daha erken olur.

Ayrıca, organik gıda tüketimini tercih etmenin sağlık açısından herhangi bir ek yararı olup olmadığı konusu henüz net bir sonuca varamamıştır.

Organik ürünler satın alıp almamak, kişisel tercihlerinize ve değerlerinize göre yapmanız gereken bir seçimdir.

Çeviren: Simge Karaköse

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*